Yazar, Yazarlık Dersi Verirse...

(Yazar, Yazarlık Dersi Verirse; Ayraç Dergisi, Sayı 14, Aralık 2010, sf.46)


Yazarlık dersleri verilen kurumlar ve yazarlık dersleri veren kitaplar hakkında müspet hisler beslemem. Zira yazmak melekesi, hem bir istidad hem de bir kabiliyet neticesinde husule gelir. Yani hem doğuştan gelen özellikler, hem de sonradan kazanılan yetiler. İyi bir yazar olmak için öncelikle doğuştan bir şeylere sahipsiniz varsayalım. Daha sonra aile efradı, sosyal şartlar, çocukluk çağlarında yaşananlar, gelişim çağındaki yönelimler, gençlik çağındaki tercihler vs. yazma yeteneğinizi kuvvetlendirdi diyelim. Patlamaya hazır ama bir türlü zuhur edemeyen bu yeteneğinizi, belki bu kurslar veya kitaplar sayesinde ortaya çıkartabilirsiniz. Yani derslerin vereceği tek şey, olan bir şeyi ortaya çıkarmanızda yardımcı olmaktır.


Yazarlık dersleri hakkında pek de olumlu fikirlere sahip olmadığım hâlde, 2008 yılının ortalarında bir gazetenin aylık çıkarılan kitap ekinde okuduğum bir yazının tesirinde kaldım. Üstelik kitap ekleri hakkında da pek olumlu düşüncelerim yoktur. “Kitap magazini” olarak tanımlayabileceğimiz bu eklerin kitap tahlilinden ziyade “moda” kavramının kitap ayağını oluşturduğunu bildiğim için, yazılanlara pek güvenmezdim. Lâkin kitabı tanıtan yazının dibindeki aforizmaların etkisinde kalıp , “belki de şu kitap eklerini kaale almalıyım” diyerek kitabı temin ettim ve bir çırpıda okudum. Bu bir çırpıda okumak deyimini de beğenmememden kaynaklandığı ekleyeyim.

AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:

Hiç yorum yok :