İslâm Düşüncesinin Üç Temel Akımı ve Üç Büyük Adamı

(İslâm Düşüncesinin Üç Temel Akımı ve Üç Büyük Akımı; Ayraç Dergisi, Sayı 40, Şubat 2013, sf.37-39)


Tefekkür, kelimelerin işaret yahut ihtiva ettikleri kavramlar ile inşa edilir. Dolayısıyla bir kelimeyi kullanımdan kaldırdığımızda yahut bir başka kelime ile değiştirdiğimizde, onun ifade ettiği ya da içerdiği mefhumu ortadan kaldırmış ve tefekkür binasının bir tuğlasını – bazen büyük bir kirişini – yerinden sökmüş oluruz. Sözcükler üzerinde tatbik edilen, eskisinin yerine yenisini koyma işlemi (replacement) genellikle, yeni kelimenin eski kelimenin karşıladığı bütün manaları kapsayacak kudrette olmaması ve içerdiği anlamın tam olarak belli olmaması neticesini doğurur. Kelimeler ve kavramlar soyut nitelikte olduklarından, bu tip vakaların görülmesi son derece doğaldır; binaenaleyh kelime dağarcığı üzerinde yapılacak her işlem büyük bir titizlik istemektedir.

Eskiden kullanılan âlim ve ârif kelimeleri, yüzyıllar boyunca istifade edilmesi bir kenara, köken itibariyle “ilim” ve “irfan” kavramlarından türetildikleri için her birisiyle ne kastedildiği ve aralarındaki anlam farkı rahat bir şekilde idrak edilirdi. Bugün, onların Arapça kökenli sözcükler olmaları sebebiyle rafa kaldırılıp yerlerine getirilen bilgin ve bilge kelimeleri ise ne kastedildiği ayan beyan meydanda olmayan kavramlar çağrıştırıyorlar. Bilgin, âlim kelimesini karşılıyor ve çok bilgi sahibi anlamında. Bilge ise ârif sözcüğünün karşılığı ve bilgiden öte, irfan denen meziyetten nasiplenmiş kişi manasında. Bilgin yani bilgili insan (scholar) ve bilgisiz insan (uneducated) arasındaki fark, kitap okumak, ders almak ve muhtelif vasıtalarla bir şeyler öğrenmek sonucunda oluşuyor. Tabii ki bu bilgi, formel bir bilgi. Derinlik sahibi insan (deep thinker) ile hayata yüzeysel bakan insan (shallow person) arasındaki farkla alâkası yok. Yani bir insan çok bilgili olup yüzeysel olabileceği gibi, çok az bilip derinlik sahibi olabilir. İlkine örnek olarak ümmî velileri ve kabile şeflerini, ikincisine misal olarak da günümüz profesörlerinden kimilerini pekâlâ verebiliriz. Hâsılı, zannedildiği gibi entelektüelite ile eğitim seviyesi doğru orantılı olacak diye bir kaide olmadığından, derin düşünen, bildiklerini hazmetmiş ve düşündükleri kıymete haiz olan insanlar için bilgin değil de “bilge” kelimesini kullanıyoruz.

AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:

Hiç yorum yok :