Kemalettin Nomer ile "Yılların İzi" Üzerine

(Muallim Mahir İz'den İzler, s.409-412)


Hatırat türü kitapların çoğunda yazar kendi hayatından çokça bahseder. Hatta özel hayatını ifşa edenler de olur. Hocanın kitabında kendisinden belki daha fazla başkalarını anlatmaya çalışmış. Bu onun kadirşinaslığından mı kaynaklandı?

Hatıralar kendini teşhir için yazılmadı. Hatıralarda kendisinin anlaşılması bakımından aile efradından lüzumu kadar izahat veriliyor. Hocanın hatıralarını kıymetli kılan asıl şey hocanın mektep hatıraları, meslek hatıraları, Ankara’daki vazifesi sırasında görüştüğü siyasî şahıslarla ilgili hatıraları, Mehmed Akif ve Ferid Kam gibi hocalarıyla olan hatıraları ve diğer tanıdığı hocalar, şairler vs. ile olan hatıralarıdır. Hoca aynı zamanda Diyanet’te de vazife almış, Kuran’ın ilk basılan mealinin redaktörlüğünü yapmıştır. İmam hatip okullarında, Marmara İlâhiyat Fakültesi’nin eski adı olan Yüksek İslâm Enstitüsü’ndeki hocalığı ve orada Kuran ve tasavvufla ilgili anlattığı pek çok hatıralar vardır ki hepsi üzerinde ayrı ayrı durulmaya değer. Hoca, cemiyete faydası olsun, ibret alınsın, bilgi alınsın, örnek alınsın diye hadiseleri yazıyor. Tabii ki kitapta onlara yer veriyor.

Hatıralarını yazarken yer verdiği istitratların sebebi de bu mudur?

Hocanın konuşma ve yazma üslubu oydu. Hoca konuşurken bir anda istitratla başka bir yere, oradan da başka yerlere geçerdi ama sonunda döner toplardı. Yazılarını ve konuşmalarını bu istitratlarla süslerdi. Hocanın üslubu bu. İstitrat yapmak bir kusur değildir. Ölçüsü kaçar da anlatılan konudan uzaklaşılırsa o zaman bir kusur olarak görülebilir. 


AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA RÖPORTAJI İNDİREBİLİRSİNİZ:


Kemalettin Nomer ile Yılların İzi Üzerine

Hiç yorum yok :