Târihi Olmayan Tarihî Bir Roman

(Târihi Olmayan Tarihî Bir Roman; Ayraç Dergisi, Sayı 36, Ekim 2012, sf.23-26)


Geçmişte yaşamış meşhur kişilerin biyografileri veya otobiyografileri, birçok insan tarafından daima ilgiyle okunmuştur. Şimdilerde ‘özyaşam öyküsü’ adı verilen bu tip metinlerde aranan en önemli özellik, “kim” sualinin altında yatar. Yani çok ünlü bir kişinin sıradan bir hayat hikâyesi, sıradan bir kişinin sıra dışı hikâyesinden çok daha câzip gelir okuyucuya. Diğer bir tabirle mühim olan nesne değil öznedir. Bir şekilde ahali içinden sıyrılarak öne çıkan, toplum tarafından tanınan, yani şöhret elde eden fertlerin hayatı, işin içine biraz da kurmaca katılarak çok daha çekici bir hâle getirilmektedir. Bu gaye ile başvurulan vasıtaların başını da sinema ve edebiyat çekmektedir.

Tarihî bir dönemin yahut tarihe mâl olmuş bir kişinin edebiyat formunda işlenmesi için en münasip form roman nevidir. Lâkin tarihin kendi içerisinde bir gerçeklik ihtiva etmesinden mütevellit birtakım soru(n)lar başı çeker. Örneğin tarihî roman yazan ne ölçüde tarihe sadık kalmalı, neleri değiştirebilme hürriyetine sahip, kronolojide tutarsızlık ne dereceye kadar caiz, yansıtılan dönemin dili romana dâhil edilmeli mi vs. birçok soruyu beraberinde getiren, problematik bir türdür tarihî roman. Hususiyle edebiyatımızda, Kemal Tahir’in Devlet Ana ve Tarık Buğra’nın Küçük Ağa romanları üzerinden bu tip meseleler tartışılagelmiştir.

Elif Şafak’ın Aşk adlı romanı; muhtevası bir kenara, dış kapağı ve ismine varıncaya kadar birçok hususiyetiyle popülerlik yasalarına uygunluk göstermiş, kendini sattırmış ve kendinden söz ettirmeyi başarmış bir romandır. Halkın büyük çoğunluğunun beğenisini kazanan bu romanın çok sayıda hatası az sayıda dikkatli okur tarafından tenkid de edilmiştir; fakat belli bir seviyeyi yakalayamamış okur çevresinde hak ettiği yankıyı bulmamıştır. Üzerinde fazlaca konuşulmasından dolayı biz onun Türkçesinden gözle görülür derecede farklı olan İngilizce versiyonu, “The Forty Rules of Love: A Novel of Rumi” adlı kitabını, tarihî roman çerçevesinde ele alacağız. Böylece Türkiye dışında yaşayanlara, bahusus gayr-i Müslimlere tanıtılmaya çalışılan “Mevlâna-Şems” profillerine göz atmış olacağız.

AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:


Hiç yorum yok :