Sûfî Şiirin Poetikası

(Sûfî Şiirin Poetikası; Ayraç Dergisi, Sayı 30, Nisan 2012, sf.19-23)



Şiir şol nutka derler ki anda ibhâm-ı tasavvuf var
Diğer eş’ar u ebyat bil tasavvuf kâğıdı olmaz

Shakespeare bugün yaşasaydı, “olmak yahut olmamak; işte bütün mesele bu” (to be or not to be; that is the question) yerine muhtemelen “sahip olmak yahut olmamak”(to own or not to own) diyerek bütün meseleyi sahip olma minvalinde ele alırdı. Zira çağımızın yeni değer yargılarıyla, varoluşsal (ontolojik) sualler yahut fikirler boş ve lüzumsuz addedilerek; asıl mühim olana faydacılık (pragmatist) ve hazcılık (hedonist) perspektifinden bakılarak ulaşılacağını zannedenlerin hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bu yeni yaşam formu, sosyal hayatın bir ferdi olan sanatçıyla beraber onun sanatını da tesiri altına aldığı için bugünkü sanat telâkkimizin geçmişten epey farklı olduğu bir gerçek. Yani konumuz “şu şiiri yazayım da para kazanayım” yahut “şu şiirle adımı duyurup popüler olayım” gibi menfaate müteallik maksatlardan uzak niyetlerle yazılmış şiirler olacak. Bu sebeple spesifik olarak “sûfî şiir” diye ele alacağımız şiir hakkında düşünmeden evvel bugünkü sanat anlayışından mümkün mertebe kurtulmamız gerektiğinin altını çizerek başlayalım.

İslâm medeniyetinin inşasındaki en önemli saç ayağı olan tasavvuf kültürünün sanat şeklinde iki ana koldan geliştiğini görürüz. Bunlardan birisi musiki; diğeri ise edebiyat, bilhassa şiirdir. Her ikisindeki âhenk ve beste-güfte ilişkisi bağlamında baktığımızda pek de farklı olmayan bu iki sanat kolundan birisi olan şiir, zamanın şartlarına göre tercih edilen bir edebiyat formudur. Çünkü o zamanın toplumunda şiirin revaçta olduğu tarihî bir gerçektir. Nasıl ki komünizm, özellikle Rusya’da, propagandasını o zamanın geçer akçesi olan roman türü üzerinden yapmışsa; mutasavvıfların da mesajlarını yaymak amacıyla şiir formunu kullanmaları son derece doğaldır. Hatta komünizm gibi maddeye dayalı bir ideolojinin edebiyat gibi soyut ve manevî bir yol üzerinden tatbik edildiğini düşündüğümüzde; incelik ve estetiğin hâkim olduğu tasavvufun şiir şekliyle söylenmesini gayet münasip bulmamız gerekecektir.

AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:

Hiç yorum yok :