("Anlamdaş Sözcükleri Birlikte Kullanmak"; Dil ve Edebiyat dergisi, Sayı 144, Aralık 2020)
Denemenin edebi bir tür olarak dünya edebiyatında öncüsü olan
Fransız yazar Monteni (Montaigne) şöyle diyor: "Ne yaparsınız bu adamlara:
Yazılı olmayan lafı dinlemezler, kitaba geçmedikçe sözlere inanmazlar; gerçeğe
sakallı olmadıkça kulak vermezler. Budalalıklar yazı kalıbına döküldü mü bir
ciddilik kazanıyor. ‘Bir yerde duydum’ deseniz olmaz. ‘Bir yerde okudum’
diyeceksiniz." Üzerinden neredeyse yarım milenyum geçmesine karşın çok bir şey değişmedi. Hâlâ
derli toplu bir düşünce yazıya dökülmediği takdirde pek kale alınmaz. İpe sapa
gelmez fikir kırıntılarına ise değer verilebilir; yeter ki kitaba girmiş olsun.
Ancak bu değer verme tutumu teknolojik imkanlar sayesinde hafif hafif dijitale
kaymakta. Yani yazının kayıt altına alındığı materyalin illaki kitap olması
gerekmiyor artık. Kağıt medeniyetinin çocukları olmamıza rağmen ekranların
yavaş yavaş kağıdın yerini almasına alışıyoruz. Mesela bu okuduğunuz dergi hem
basılıyor hem de dijital platformda yayınlanıyor. Ekranın klavyenin kitaba
kaleme galebe çalmasını ulaşılabilirliğin kolaylığı yahut tuşlama eyleminin
yazma fiilinden daha pratik oluşu ile izah etmek olanaklı. Hepimizin malumu ki
her ne kadar kitapların sıcaklığını alamasak da dijitalde dolaşan yazıların daha
az masrafla ve zahmetle daha fazla kişiye hızlıca ulaşması neticesinde dijital
yayınlar gün geçtikçe büyüyor. Resmi makamların duyuru yaptığı ve insanların
birtakım hadiselere tepki göstermelerinin akabinde yasal işlemlerin
başlatıldığı bir mecra olarak sanal dünya - gerçek dünya ayrımı eskisi kadar
keskin değil. Bunda bilhassa sosyal medyanın aktif olarak hayatımızda yer almak
suretiyle doğrudan hayata yön veren büyük bir güç haline gelmesinin katkısı
büyük.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder