“Âşık olmanın
şartı şudur: Mâşûk her neyi seviyorsa âşık da onu sevmelidir… Çünkü âşık bilir
ki sevgilinin sevdikleri de sevimlidir.”
(22.Lem’a’dan)
Bazı kelimelerin bir dönem boyunca
bir topluluk tarafından yanlış olarak kullanılması, o kelimenin işaret ettiği
mananın değerini düşürmez. Çünkü mühim olan sözcüğün kendisi değil, işaret
ettiği anlamdır. Örneğin vakt-i zamanında Mısır firavunu Tanrılık iddia
etmiştir, buna karşın Allah Tanrılığından (ilâhlığından) bir şey
kaybetmemiştir. Asıl problem, kelimelerin ağızlarda sakız gibi dolaşması
neticesinde meydana gelir. Zira bir sözcüğün gereksiz durumlarda, lüzumsuz
sayıda tekrarlanması, insanların zihninde taşıdıkları anlam ile hakikî mana
arasındaki münasebeti zayıflatır. Meselâ konumuz olan aşk mefhumunun efradını
cami ağyarını mani, spesifik bir tanımı olmamakla birlikte, önüne gelenin yorum
beyan ettiği bir konu olması hasebiyle ucuzlatıldığını görüyoruz. Bundan
dolayı, kavramın gerçekte ne ifade ettiğini veya ne ifade etmesi gerektiğini
anlamak amacıyla geçmişte yazılmış eserlere dönmemiz icap ediyor.
Her dört bacaklı hayvana eşek
demeyiz; hepsi hayvan ve dört bacaklı olmasına rağmen farklı niteliklere haiz
olduğundan, at, eşek, köpek, inek vs. muhtelif adlandırmalara ihtiyaç duyarız.
Aynı şekilde, birisinin bir başka kişiye, nesneye veya başka bir varlığa
duyduğu kavuşma hislerinin tümünü aşk olarak tanımlamak hatalı olacaktır.
Heves, arzu, tutku, şehvet, obsesyon, hırs vs. çeşitli sebeplerden ötürü bir
şeyi, özellikle karşı cinsi istemeye yönelik tavırların hepsine aşk adını
vermek, aşk’ın hakikî manasını sarsmaz, lâkin ahalinin algısında bozukluğa yol
açar. Bundan dolayı, dinin manevî boyutunu en az amelî boyutu kadar da
önemseyen ârifler ve hikmet sahipleri, hem bu duygunun gerçekte ne ifade
ettiğini topluma unutturmamak hem de ehemmiyetini vurgulamak gayesiyle birçok
yazı kaleme almışlardır.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder