("Türkçe Zor Bir Dil mi?", Dil ve Edebiyat dergisi, Sayı 165, Eylül 2022)
Hiç kendinize
ya da arkadaşlarınıza bu soruyu sordunuz mu? Ben hem kendime hem de
çevremdekilere bu soruyu sordum ve etrafımdakilerden hep müspet yanıt aldım.
(Kendi cevabımı yazının sonunda vereceğim.) Kimileri "Türkçe, öğrenmesi çok zor bir
dil." demekle iktifa ederken bazıları "Türkçe dünyanın en zor dillerinden
biri!" diyerek çıtayı yükseğe çıkarmıştı. Ne ki Türkçenin zor bir dil
olduğu iddiasında bulunanların çoğunun bu tür kanılara ne dilbilimsel
kıstaslara istinaden ne de diller arasında kapsamlı bir mukayese sonucunda
vardıklarını fark ettim. Çünkü konunun üzerinde biraz daha konuşunca bu soruyu
duyan herkesin içten içe Türkçenin zor bir dil olmasını istediği anlaşılıyordu.
İyi de insan neden Türkçenin zor bir dil olmasını istesin ki? Bunun altında "zorluk" ile "değer" arasında çoğu
zaman kurduğumuz pozitif korelasyonun yattığını düşünüyorum. Kastettiğim şey, zor
elde edilen şeyin doğal olarak kıymetli; kolay elde edilen şeyin ise tabii
olarak kıymetsiz olduğu kanaati. Yani kolay öğrenilebilen bir dilin aynı
zamanda ucuz ve değersiz olacağı fikrini taşıyan kişi, Türkçenin kolay bir dil
olabileceğini kabullenmek istemiyor. Aynı şekilde bildiği dilin zor olduğunu,
hatta dünya dilleri arasında en zorlarından biri olduğunu savunarak, paha
biçilmez bir şeye sahip olmanın kıvancını duyumsuyor. Dolayısıyla Türkçenin zor
bir dil olup olmadığına dair rasyonel ve makul bir yanıt bulabilmek gayesiyle
ilkin duygularımızı mümkün mertebe dışarıda bırakmamız icap ediyor.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder