Ahiliğin Kitapları "Fütüvvetnameler"

(Ahiliğin Kitapları "Fütüvvetnameler"; Ayraç Dergisi, Sayı 59-60, Eylül-Ekim 2014, sf.22-25)


Ahilik her ne kadar toplumsal ve iktisadî bir kurum olsa da manevî bir yapısı vardı. Bu manevîlikle kastettiğimiz, onun düşünce cihetini teşkil eden bir felsefeden, meditasyon seanslarından yahut spiritüel ritüeller bütününden çok daha öte olan, kuruma bağlı olan kişilerin 24 saatini alâkadar eden  tasavvufî  bir hayat tarzıdır. Binaenaleyh tasavvufu dinden ayrı düşünemeyeceğimiz için ahilik kurumu aynı zamanda dinî bir müessese özelliği gösterirdi. Bugün, seküler sistemin doktrinleri altında eğitilen ve yetiştirilen insanlar olarak ekonomik bir düzenin sağlanması için niçin dine ihtiyaç duyulduğunu, iktisad-din ilişkisinin dünya-ahiret bağlamında nasıl uyuştuğunu elbette sorgulayabiliriz.  Kuran-ı Kerim’de “dünya” ve “ahiret” kelimelerinin aynı sayıda olduğu, Peygamber Efendimizin “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışın” mealindeki hadis-i şerifleri ve bunun gibi pek çok örnekler bilindiği takdirde, İslâm dininde dünya ve ahiret hayatının birbiri için terk edilmeyip, bilâkis uyum içinde çalışılması gereken iki hayat olduğunun idrakine varılabilir. Nitekim ahilik kurumunun maddî-manevî münasebeti sayesinde asırlarca devletlere ve cemiyetlere nasıl bir nizam, refah, selâmet getirdiği tarihî gerçeklikler olarak gün gibi ortadadır. 

AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:

Hiç yorum yok :